Tiroid Kanseri Nedir?

Tiroid kanseri, boynun alt bölgesinde yer alan tiroid bezinin normalden fazla büyümesi sonucu nodüllerin oluşması durumudur. Bu oluşan nodüllerin hepsi tehlikeli değildir ve ayrıca nodülün büyüklüğü de tiroid kanseri vakası açısından belirleyici olmaz.

Tiroid Kanseri Teşhisi Nasıl Konur?

Tiroid kanseri teşhisi, başlangıçta ultrason görüntülemesinde rodyoloji uzmanının şüphe duyması ile başlar. Guatr kontrolleri ya da başka bir sebeple yapılan görüntülemede büyük boyutlu ve kenarları düzensiz nodül, kireçlenme ve aşırı damarlı yapıların tespiti bir sonraki aşamayı gerekli kılar. Tanı için sonraki aşama ise tiroid nodülü biyopsisidir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi de denen bu işlem neticesinde nodülün iyi huylu olup olmadığı yüksek derecede doğrulukla belirlenebilir. Tiroid nodülü biyopsilerin sadece %5’i kötü huylu kanser tanısı almaktadır. Tiroid nodülü kanserlerinin %90'ı papiller kanserlerdir.

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, tiroid kanseri tanı artışı en yüksek olan ilk 5 ülke arasında yer alır. Bu kanser türü ülkemizde oldukça yaygın bir şekilde görülür. Uygun ve etkili tedavi için doğru ve hızlı teşhis büyük önem arz eder.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi ve Fiyatları Antalya, Muratpaşa, İstanbul, Ankara

Bununla beraber çoğu hastaya papiller tiroid mikrokarsinom tanısı konulduğunda hastalarda endişeye neden olmakta ve kısa süre içerisinde tedavi olmak istemekte. Tiroid kanseri tedavisi cerrahi olarak yapıldığında hastanın tiroid bezinin tümü yada yarısı çıkarılmaktadır. Bunun sonucunda hastada kalıcı hipotiroidi gelişmekte ve hasta ömür boyu tiroid hormon replasman tedavisine ihtiyaç duymaktadır.

Tiroid Kanseri Türleri Nelerdir?

Tiroid kanseri tanısı yapılırken patoloji sonuçlarına göre bu yapının hangi tür kanser olduğu da belirlenir. Tiroid kanseri türleri arasında en çok karşılaşılanlar papiller tiroid kanseri ve foliküler tiroid kanseridir. Bu türler yavaş seyreder ve metastaz yapma durumu olsa da sağkalım süresi fazladır. Pailler kanser ve foliküler kanserler iyi huylu olarak adlandırılır.

Medüller ve anaplastik tiroid kanseri türleri ise ender görülür. Ancak bunlar kötü huylu diye nitelenen türlerdir.

Papiller Tiroid Kanseri

Papiller tiroid kanseri yada papiller karsinom, yukarıda da değindiğimiz gibi %90 oranındadır. Bu tür, 30 ve 40’lı yaşlarda daha çok görülür. Erkeklere göre ise kadınlarda 3-4 kat daha fazla görülür. Tedaviye iyi cevap veren bir kanser türüdür.

Papiller karsinom 1 cm’in altında ise ve lenf nod metastazı yoksa papiller tiroid mikrokarsinom (PTMC) olarak adlandırılır. Bu kanserlerin %98’i çok yavaş seyirli olup lenf nodu metastazı yapma potansiyelleri çok düşüktür. Başta Japonya olmak üzere uzakdoğu ülkelerinde 6 ayda bir tiroid ultrasonografisi yapılarak bu tip 20 yıla varan sürelerde takip edilmektedir.

Foliküler Tiroid Kanseri

Foliküler tiroid kanseri, papiller kansere göre çok çok az karşılaşılan bir türdür. Bu tür de papiller kanserler gibi kolaylıkla tedavi edilebilir. Nadir olarak boyun lenf bezlerine metastaz yapabilir. Kadınlarda 40 - 60 yaş aralığında daha çok görülür.

Medüller Tiroid Kanseri

Foliküler tiroid kanseri, tiroid bezinde bulunan parafoliküler hücrelerinde meydana gelir. Diğer türlere göre görülme oranı kadın ve erkeklerde aynıdır. Ancak bu türde kalıtsal faktörler önemlidir. Aile bireylerinde medüller tiroid kanseri görülen kimselerin %30’unda bu hastalık ortaya çıkabilir. Çoğu vaka yani kalıtsal olmayan medüller tiroid kanseri, 50 ve 60’lı yaşlarda görülür. Kalıtsal olanlar ise daha erken yaşlarda kendini gösterir. Bu kanser türünde lenf bezlerine metastaz ihtimali iyi huylu türlere oranla daha yüksektir.

Anaplastik Tiroid Kanseri

Anaplastik tiroid kanseri, oldukça az karşılaşılan bir türdür. Tiroid kanseri olan birisini tanıyor olmanız çok normaldir ancak anaplastik tiroid kanseri olan birisini tanıma ihtimaliniz çok düşüktür. Buna karşılık bu tür kanser vakalarında genellikle ilerleme ve yayılma hızı çok yüksektir. Bu nedenle erken teşhis ve uygun tedaviye hemen başlanması çok önemlidir. Kalıtsallıkla ilgili doğrudan bir ilişki yoktur, kalıtsallığa işaret eden vakalar nadir görülür.

Bununla beraber çoğu hastaya papiller tiroid mikrokarsinom tanısı konulduğunda hastalarda endişeye neden olmakta ve kısa süre içerisinde tedavi olmak istemekte. Tiroid kanseri tedavisi cerrahi olarak yapıldığında hastanın tiroid bezinin tümü yada yarısı çıkarılmaktadır. Bunun sonucunda hastada kalıcı hipotiroidi gelişmekte ve hasta ömür boyu tiroid hormon replasman tedavisine ihtiyaç duymaktadır.

Tiroid Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tiroid kanseri tedavisi, cerrahi müdahale, radyoaktif iyot, radyoterapi, kemoterapi, hormon tedavisi ve termal ablasyon gibi alternatif yöntemlerle yapılır. Ameliyat yöntemi ile yapılan tedavilerde tümörün durumuna göre tiroid bezinin bir kısmı ya da tamamı alınabilmektedir. Bu durumda hasta, bundan sonraki hayatını eksik olan hormonları takviye ederek geçirmek zorunda kalacaktır.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Nedir?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisi, cerrahi müdahale olmaksızın tiroid bezinin bütünlüğü korunarak perkütan termal ablasyon ile yapılan tedavilerdir. Bu tedavi uygun tiroid kanseri vakalarında başarılı bir şekilde uygulanabilir.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi, Termal Ablasyon Öncesi ve Sonrası Antalya, Muratpaşa, İstanbul, Ankara

Perkütan Termal Ablasyon

Perkütan termal ablasyon, ameliyat olmaksızın ciltten küçük bir iğne ile girilerek yapılan ablasyon işlemidir. Çok daha konforlu olan ameliyatsız tedavi yöntemlerinden termal ablasyon yöntemleri ise radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon ve kriyoablasyon yöntemleridir. Tiroid papiller kanserlerin tedavisinde son 10 yılda termal ablasyon tedavilerinin kullanımı artmıştır. Literatürde yapılan araştırmalarda lenf nodu metastazı yapmamış papiller tiroid mikrokarsinomların tedavi etkinliğinde cerrahi ile termal ablasyon arasında herhangi bir fark görülmemiştir.

Tiroid kanseri tedavisi alanında Antalya Muratpaşa'da kendi kliniğinde hizmet veren Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Çekiç özellikle cerrahi olmayan tekniklerde ön plana çıkmaktadır.

Ameliyatsız tiroid kanseri tedavisi, Antalya başta olmak üzere İstanbul ve Ankara gibi bir çok ilden hastalarımıza konforlu ve güvenli bir şekilde uygulanmaktadır. Siz de yara izi kalmaksızın tiroid bezine zarar vermeden perkütan teramal ablasyon teknikleri ile ameliyatsız tiroid kanser tedavisi olmak için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Ameliyatsız Tiroid Kanseri Tedavisinde Perkütan Termal Tedaviler

Ameliyatsız tiroid kanseri tedavisinde kullanılan termal tedaviler şunlardır:

  1. Yüksek sıcaklıklarda ısıtarak tedavi eden teknikler (Radyofrekans ve Mikrodalga Ablasyon)
  2. -140 derecede dondurarak tedavi eden teknikler (Kriyoablasyon)

Papiller kanserlerin termal ablasyonu ile ilgili literatürdeki araştırmaların tümü Radyofrekans ve Mikrodalga yöntemleri ile yapılmıştır.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ameliyatsız tiroid kanseri tedavisinde en çok kullanılan perkütan termal ablasyon tedavileri, Radyofrekans Ablasyon ve Mikrodalga Ablasyon yöntemleridir.

Tiroid papiller kanserleri, iki termal ablasyon yöntemi ile de (Radyofrekans ve Mikrodalga) nodüllerin ısıtılması esasına göre yapılır. Bu uygulama, boyun bölgesinde cilde ve tiroid cevresine lokal anestezi uygulanıp uyuşturulduktan sonra ince bir anten ile tiroid papiller kanserli nodülün içerisine girilirek yapılır. Ultrason görüntülüme desteği ile ısı doğrudan tiroid nodülüne verilir. Uygulanan kontrollü ısı ile tiroid nodülü harab edilir.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Sonrası

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisinde kullanılan ablasyon işleminden hemen sonra hasta günlük hayatına devam edebilir. Papiller kanser nodülü, yüksek ısılar ile harab edildiği için ameliyatsız termal ablasyon işleminden hemen sonra nodül canlılığını yitirir.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Sonrası Nelere dikkat edilmeli?

  • Küçük bir iğne ile cilt üzerinden giriş yapıldığı için bu bölgenin temiz ve kuru tutulması gerekir.
  • Anestezi etkisi geçtikten sonra ağrı hissedilir ise doktorumuzun önerdiği ilaçlar kullanılmalıdır.
  • Doktorumuzun gerekli gördüğü durumlarda tiroid hormon kontrolü için verdiği randevulara uyulmalıdır.

Tedaviyi takip eden 1, 3, 6 ve 12. aylarda ultrason kontrolleri için verilen randevulara uyulmalıdır.

Perkütan Termal Ablasyonun Avantajları (RFA, MWA)

  • Ablasyon işlemi lokal anestezi ile yapılır, hastanın genel anestezi almasına gerek kalmaz.
  • Boyunda kesi izi kalmaz.
  • Kanama ve enfeksiyon riski minimum seviyededir.
  • Hem hasta hem de hekim açısından çok konforlu bir işlemdir.
  • İşlem süresi toplamda 5 dakika olduğundan hasta günlük hayatına hemen dönebilir.
  • Hasta tiroid bezini kaybetmez ve ömür boyu dışarıdan tiroid hormon destek tedavisine ihtiyaç duymaz.

Ameliyatlı Tiroid Kanseri Tedavisinin Dezavantajları

  • Ameliyat genel anestezi ile yapılır.
  • Hasta boynundaki dikiş izi ile yaşamına devam eder.
  • Ameliyat sonrası tiroid ve paratiroid hormon bozuklukları yaşanabiir.
  • Cerrahi işlem kaynaklı ses tellerinde hareket kısıtlaması oluşabilir. Buna bağlı ses kısıklığı ve ses bozukluğu yaşanabilir.
  • Tiroid bezinin tamamı alındığı durumlarda hastanın ömür boyu tiroid hormon destek tedavisi alması gerekir.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Fiyatları

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisi fiyatları, hastanın Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Çekiç tarafından muayenesi yapıldıktan sonra verilebilir. Doktorumuz tarafından öncelikle tiroid kanser vakasının ameliyatsız perkütan termal ablasyon teknikleri ile tedavi edilip edilmeyeceğini belirlemesi gerekir. Bunun dışında kullanılacak teknik seçimi ve nodülün durumu da fiyat oluşumunu etkilemektedir. Genel bir maliyet belirtmek yanıltıcı olacaktır. Bu nedenlerle ameliyatsız tiroid kanser tedavisi fiyatları için Antalya Muratpaşa’da kendi kliniği bulunan, İstanbul ve Ankara gibi illerde de hizmet veren Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Çekiç tarafından ön muayene yapılmalıdır. Detaylı bilgi ve randevu için lütfen bizi arayın.

Sık Sorulan Sorular

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisinde Ağrı Olur mu?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisi esnasında ağrı olmaz. Boyun bölgesi ve tiroid bezine uygulanan lokal anestezi sayesinde yapılan ablasyon işlem ağrılı değildir. Anestezinin etkisi geçtikten sonra hafifi ağrı olacak olursa ağrı kesiciler ile bunu önlemek mümkündür.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Tiroid papiller mikrokarsinomlar genelde küçük boyutlu olduğu için ablasyon süresi 2-3 dakika kadar sürmektedir.

Perkütan Termal Ablasyon Tedavisi Öncesi Hazırlık Gerekir mi?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisi öncesinde hastanın herhangi bir özel hazırlık yapmasına gerek yoktur. Bu yönüyle cerrahi işlemlere göre hayli konforludur.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Tam İyileşme Sağlar mı?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisinden sonra kısa sürede iyileşme sağlanır. Rutin ultrasonografi kontrollerinde 6 ay ile 1 yıl içerisinde ultrasondaki nodül görünümü tamamen kaybolup yok olur.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisinin Başarı Oranı Nedir?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavilerinde kullanılan termal ablasyon yöntemlerinde başarı oranı oldukça yüksektir. Ablasyon uygulandıktan 6 ay sonra tiroid nodülünde %80 ila 90 oranında küçülme beklenir.

Her Tiroid Kanserinde Perkütan Termal Ablasyon Tedavisi Yapılır mı?

Her tiroid kanseri vakasında perkütan termal ablasyon tedavisi yapılamaz. Papiller tiroid mikrokarsinom türünde lenf nodu metastazı gerçekleşmemiş vakalarda perkütan termal ablasyon yapılır. Bunun dışında cerrahiye uygun olmayan veya seçilmiş vakalarda termal ablasyon tedavisi tercih edilebilir.

Ameliyatsız Tiroid Kanser Tedavisi Sonrası Hastanede Yatılır mı?

Ameliyatsız tiroid kanser tedavisi uygulandıktan sonra hastanede kalmaya gerek yoktur. Termal ablasyon uygulamalarından 1 saat sonra hasta taburcu edilir.

Perkütan Termal Ablasyon Tedavisinin Riski Var mı?

Hemen belirtelim ki ameliyatlı tedavilere göre termal ablasyonun işlem sonrası komplikasyon riski çok düşüktür. Kanama ve şişlik gibi etkiler ise minimal seviyededir. Uygulamadan sonra nadiren ses kısıklığı görülse de bu durum geçicidir. Perkütan termal ablasyonun ameliyata göre önemli sayılabilecek bir risk taşımadığını söyleyebiliriz.